Yeni Bir İnsan Olmanın 8 Yolu



Kendin Ol

Kendin ol. Başkalarının sana öğrettiklerini bir kenara bırak. Kendine has bir öğrenme tarzı geliştir. İster deneyimleyerek, ister zihinsel yöntemlerle ya da canın nasıl isterse öyle öğren. Başkalarının öğrettikleri doğru ve yanlışları gözden geçir. İnsanlığın ortak değerlerinden geriye kalan ne kadar öğretilmiş bilgin varsa, onları ‘özelleştir’. Sende ne varsa senden olsun.



Mutluluğun Peşine Düş

Kendi mutluluğunun tanımını yap. Sonra onun peşine düş. Yılma. Mutluluğun varılacak bir yer değil, bir yolculuk olduğunu unutma. O yolda yürürken düşebilir, tökezleyebilir, sendeleyebilirsin. Bu hedefine varmanı engellemesin. Düşmek, yeniden kalkmak ve daha hırslı başlamak için bir bahanedir sadece, unutma.


Hayatı Sev

Dünyanın bir misafirhane olduğunu unutmadan üstünde yaşadığımız toprağı, altında sevdiğimiz gökyüzünü ve etrafımızda dünyanın dönüşüne eşlik eden tüm varlıkları sevmek için bahane aramaya gerek yok. Hepimiz kocaman bir evde yaşıyoruz ve odaları başka varlıklarla paylaşıyoruz. Bir çiçeğin masumluğu, annenin fedakarlığı, yıldızların zarifliği, çocukların neşesi… Hepsi bizim hayatımızda karşılık beklemeden oluveren şeyler. Yaşamı seversek kavuşmayı da, ayrılığı da, ölümü de severiz. Çünkü hepsi birbirinin kardeşidir.  

Tembellik Yapmak İçin Tüm Fırsatları Değerlendir

Nasıl olsa istesen de istemesen de çalışmak zorundasın. Zorunda olmadığın şey tembellik yapmak. Sık sık tembellik hakkını kullan. Çalışmanın yoğun temposuyla es geçtiğin birçok güzelliğin farkına tembellik zamanlarında varacaksın. En azından tembel tembel vakit geçirdiğin bir günün gecesinde göreceğin rüyaların bilgelik dolu olduğunu göreceksin. Çünkü bilgelik insana rüyada gelir ve rüya dingin olmayan zihne misafir olmaz.

Küçük Ayrıntıların İnsanı Ol

Dünya büyük bir yer. Gezegenler, yıldızlar, gökdelenler, evler, arabalar, caddeler… Hepsi büyükler ve öylece karşımızda duruyorlar. Kocaman bir evrenin içinde saklı olan hayatın küçük ayrıntılarını es geçme. Sevgilinin cebine sevdiği şekerden koy, çocuğun bir hata yaptığında kızmanı beklerken onu öp, arkadaşını plansız aniden bir çay bahçesine götür, canın çektiğinde atlayıp arabaya/otobüse, şehrin en uzak yerindeki sevdiğin işkembeci, dürümcü, şalgamcı, kokereççi, tatlıcı, çorbacı amcayı ziyaret edip kendine bir ziyafet çek.



Dünyanın En Saçma Hayali Seninki Olsun

Hayal et. Hayal eden sadece bu dünyada yaşamaz. Onun hayal ettiği kadar çok dünyası vardır. “Büyüdüm, adam oldum, hayal kurmak benim neyime?” deme. Güneşe yolculuk yapan ilk insan sen ol, kanatsız uçabilen ilk kişi de... Hatta kelebek kız ol, ejderha adam... Sevdiğin yazarın evine misafir ol, onun kulağına ölümsüz eseri için birkaç cümle fısılda. Beğendiğin komutanın yanında savaşlara katıl, zaferler kazan, payına düşen mutlulukları canının istediği kadar al.  

Sıkı Bir Dostun Olsun

Sıkı bir dost edin kendine. Yeri geldiğinde arkadaşın, yeri geldiğinde kardeşin, yeri geldiğinde kendin olabilecek kadar dost olsun sana. Gerektiğinde çekinmeden ağlayabilmesin omzunda, gerektiğinde tüm malını paylaşabilsin senle. İşte böyle bir dost bulursan, 7 milyar insanın kalabalıklığı seni korkutmaz. Yel değirmenlerine bile saldırabilirsin, en azından yaralarını saracak birisi var.

Ara Sıra Kayıp Tayfa Ol

Gönlünün okyanuslarına yolculuğa çık canın istediğinde. Yapılacak işleri bir kenara bırak, en büyük işin okyanustaki hazine adasına varmak olsun. Adada keyfince yaslan kayalıklara, balık tut uzun uzun ve şarkılar söyle dalgalarla beraber. Kayıp bir tayfa olup pusulanın seni nereye götürdüğüne bakmadan atıl uzak köşelere. Otobüsle gitsen bile küçük bir kasabaya, farz et ki Barbaros’un gemilerinden birindesin ve denizler ortasında rüzgar saçlarını savururken, sen de içinin sıkıntısını savuruyorsun geride kalan limanlara doğru.



Kaynak: Murat Karanfil



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder