"Kendinin efendisi
olmayan hiç kimse özgür değildir."
Epiktetos
Yaşamdaki başarınız, kendi içinizde yaşadığınız başarıyla başlar.
Dış dünyada gerçekten başarılı olmak istiyorsanız önce iç dünyanızın iyi olması
gerekir. Bunun için kendinizi geliştirerek pratik yapabilirsiniz. Kendinizi
geliştirdiğinizde kendinizi kontrol etmeyi öğrenirsiniz. Kendinizi kontrol etme
ustalığı yaşamınızı kontrol etme ustalığının DNA'sıdır.
Kendini geliştirmek için zamanınızın olmadığınızı söyleyebilirsiniz,
eğer dış dünyanızda mutlu olmak istemiyorsanız.
Enerji, güç, disiplin, iyimserlik dolu bir karakter için her
şey iç dünyanızla başlar. Kendinize yatırım yaptığınız zaman güçlenirsiniz.
Zihninizi eğitmiş, vücudunuza özen göstermiş ve ruhunuzu beslemiş olursunuz.
Bunlar da hayatta daima sizi daha iyi yerlere taşıyacaktır. Epiktetos;
"Kendinin efendisi olmayan hiç kimse özgür değildir." diyerek asıl
özgürlüğün anahtarını ortaya koymuş.
Kendi içinde birtakım problemleri olan insanlar bu durumu
farkında olmadan dışarıya da yansıtırlar. Hatta kendileri bile birtakım
problemlerinin olduğunun farkında değildir ve kendilerine zarar vermeye devam ederler böylelikle. İçimizde
iki tane ses vardır. Bunlardan biri bize sürekli destek çıkan sestir. Diğeri
ise bize devamlı köstek olan sestir. İşte insanlar bu seslerin arasında karar
alırlar. Kendini geliştiren kişiler daha çok destek olan sesi duyarlar.
Başarmaları için gerekli tüm koşulların hazır olması gerekir çünkü onlar için.
Kendileriyle konuşurken çok dikkatli davranırlar. Kullandıkları her sözcüğün
çok önemli olduğunu bilirler.
Beynimiz vücudumuzdaki bütün sistemleri idare eden ve yönlendiren
bir kişisel bilgisayar denetim merkezi gibidir. Kişisel bilgisayarınız ondan
istediğiniz mantıklı birçok şeyi yapacak güçtedir; ancak bunun için onunla
nasıl iletişim kuracağınızı bilmelisiniz. Eğer doğru iletişim kurar ve doğru
yönergeleri dikkatle verirseniz sizin için verimli bir şekilde çalışmasını
sağlayabilirsiniz ama kişisel bilgisayarınıza yanlış yönergeler verir ve onu
olumsuz programlarsanız hoşunuza gitmeyecek sonuçlarla karşı karşıya
kalırsınız.
İnsanlar kendi kendileriyle iletişim halinde olmanın kıymetini
genellikle bilmezler. Kendinize güzel şeyler söylediğinizde beyniniz bu
güzellikleri alır, bir tarafa koyar. Kendinize aşağılayıcı ve kötü sözler
söylediğinizde beyniniz bunları da alır ve bir köşesine koyar. Bunların hepsini
saklar. Bir gün gelir ve siz bir şey denemek istediğinizde beyniniz hemen
kayıtlı olan bilgileri sizin için çıkarır, ânında sizi kararınızdan döndürür.
Fakat olumlu bilgileri de aynı hızda çıkarır ve sizin
önünüze koyar. Siz de daha büyük bir cesaretle yapmak istediğinizi yaparsınız.
Siz kendinizle konuşurken nasıl konuştuğunuza hiç dikkat ettiniz
mi? Kendiniz için kurduğunuz tüm cümleler karakterinizi belirler. Yani
karakteriniz sonuçları değerlendirme şeklinize göre oluşur. Bir şeyi
başaramadığınızda bu durumu "beceriksizim" şeklinde yorumluyorsanız
öyle olursunuz. Kimse sizi değiştiremez; ancak aynı olayı "bu seferlik
olmadı ama olacak" şeklinde yorumlarsanız bir dahaki sefere kapıları
kapatmamış olursunuz ve kendinize bir şans daha vermiş olursunuz. Beynimiz
istenilenle değil, istenilenin nasıl ifade edildiği ile ilgilenir.
Hedeflerinizi olumsuz bir şekilde ifade ettiğinizde başarma ihtimaliniz azalır. Size "kırmızıyı
düşünmeyin" dediğimde bunu düşünmeme ihtimaliniz yoktur. İşte beyin aynen böyle
işler… Sanıldığından daha kurnazdır. Püf noktalarını bilmek gerekir.
Duygularınız da bu şekilde yönlenir. Çok mutsuz iken bir anda
mutlu oluverdiğiniz zamanlar oluyordur. O zaman dilimlerinde duygu
değişikliğini sağlayan nedir, ruh halinizi bir anda değiştiriveren? Bunun sebebi
zihninize bir anda iyi mesajların gönderilmesidir. Bu sadece anlık bir olaydır
ve ruh halinizin bu kadar kısa sürede nasıl değiştiğinin siz bile farkına varamayabilirsiniz.
İyi hissetmek istiyorsanız kendinizi iyi hissettirecek
sözler söyleyin. Kendinizi bir anda çok iyi hissedeceksiniz. Bunu başarmak çok kolay. Tercih her zaman
sizindir. Zihninizin, sizin hizmetinizde olduğunuzu unutmadığınızda gerçekleştiremeyeceğiniz
şey yoktur.
İşte size şimdiye kadar kendinizle konuşurken kullandığınız
sözcükleri sözlüğünüzden silmek için iyi bir fırsat. Zihin kalenize sinsice
girip yerleşmiş zayıf düşüncelere karşı savaşın. Sonunda onlar istenmediklerini
anlayacak ve varlıkları hoş karşılanmayan konuklar gibi kaleyi terk edecektir.
"Dört şey asla geri
gelmez. Söylenen söz, atılan
ok, geçmiş yaşam,
kaçırılmış fırsatlar."
Arap atasözü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder