"Yaşamınızdaki her
sorun, içinde bir
armağan saklar."
Richard Bach
İnsanlar hayatlarında sorun istemiyorlar. "Bir an önce
şu sorundan kurtulmak istiyorum, bu sorunla beraber düzenim alt üst oldu, ne
yapacağım bilmiyorum" gibi cümleleri siz de birilerinden duymuşsunuzdur. Evet, sorununuzun çözümünü biliyorum
ama bu çözümden ne kadar hoşlanacağınızı bilmiyorum.
Çözüm şu: Bildiğim bir yer var. Orada milyonlarca insan var
ve hiçbirinin tek bir sorunu yok. Buranın neresi olduğunu merak etmiş
olabilirsiniz. Burasının tam size göre olduğunu düşünüp sizi oraya götürmem için yalvarabilirsiniz de.
Tamam, şimdi söylüyorum. Hiçbir sorunun olmadığı tek yer
mezarlıktır. Oradaki insanlar hiçbir şeyle mücadele etmek zorunda değiller.
Tamamıyla rahatlar ve adeta dinleniyorlar, tüm sorunlardan uzaktalar. Bizim hayatımızın bir parçası
olan şeyler, karşılaştığımız problemler onlar için sorun teşkil etmiyor. Tek
sorunları yok ama ne yazık ki ölüler...
Kısacası sorunlar bizim yaşıyor olduğumuzun bir göstergesidir.
Hatta haddimi biraz daha aşarak "ne kadar çok sorunla boğuşuyorsanız o
kadar çok hayattasınız" diyeyim. Hiçbir sorununuzun olmadığını söylüyorsanız tehlike çanları çalıyor
demektir. Yaşayıp yaşamadığınızı bir kontrol etmenizi öneririm. Ölmek üzere
bile olabilirsiniz. Dikkatli olun.
Bizler destansı mücadeleler vererek bugünlere gelmiş bir toplumun
fertleriyiz. Pekçok sorunla mücadele etmiş ve başarmış olan atalarımızın
evlatlarıyız. Çok kötü şartlar altında hep kendi başının çaresine bakmış, emekleyerek, dizleri kanayıncaya
kadar sürünmüş dedelerimizin, ninelerimizin torunlarıyız. Atalarımız, tarihteki
en köklü imparatorlukları kur- muşlar. Bizim neslimiz ise bu kadar iyi şartlar altındayken
neden böylesine büyük mücadeleler veremiyor dersiniz? Acaba yaşadığımız
olumsuzluklar artık bizi sorunların üstesinden gelebileceğimizden de mi
vazgeçirdi?
Tarihte büyük başarılar kazanmış olan atalarımız sorunların,
sıkıntıların evrenin bir parçası olduğunu biliyorlarmış. Bu yüzden
olumsuzluklarla karşılaştıklarında vazgeçmemişler.
Onlar pes edecek kadar güçsüz insanlar olmak yerine hayatın
gerçeklerine dayanabilecek kadar güçlü olmayı tercih ettiler. Bunun tek yolunun
mücadele olduğunu biliyorlardı. İnsanın mücadele sırasında zihninin ve ruhunun
da gelişeceğini düşünüyorlardı. Buradan hareketle sorunlarımızın gelişimimizde
ne kadar çok etkili olduğunu görebiliriz.
En önemli noktalardan biri de sorunlara verilen tepkilerin zihinsel
sağlığımız açısından büyük önem taşımasıdır. Eğer tepki olarak, hayatın
adaletsizliğinden şikayet ediyorsanız ve neden ben diyorsanız bu hiç de kazançlı bir tutum değildir.
Zihinsel sağlığınız bu durumdan olumsuz etkilenir. Bunun tam
tersini yapıp da sorunların gayet doğal olduğunu düşünür, bununla baş
edebileceğinizi umar ve kendi yararınız için kullanabileceğinizi düşünürseniz zihinsel ve ruhsal olarak daha
sağlıklısınız demektir.
Siz her sınavı geçersiniz. ÖSS, OKS ya da diğerleri… Bazen
sınavın, bazen farklı şekilde karşınıza çıkan sorunların sizi geliştirdiğini
bilmelisiniz. En büyük olgunluklar, en
büyük sorunları aşarken kazanılır. Bu deneyimlerin sizlerin
yararına olduğunu anlamalı ve kendinize gelip eksiklerinizi kapatmak için
olduğunun farkına varmalısınız. En iyi fırsatlar sorunlardır... Yaralarınızın
kapanıp dayanıklı hale gelmesi gerekir. Sorunlarınızın başarı yolunda sadece
birer basamak olduğunu düşündüğünüzde istediğiniz her şeye ulaşırsınız.
Kalbinizi kıran ve sizi inciten şeylerin bile size güç vermesini
sağlayabilirsiniz... Hepinize başarılar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder