Hitabet’e Hazırlık
Yolunda 5 Altın Kural
1)
Bilgi seviyenizi mutlaka yükseltin. Çünkü bilgi,
insanın kendine olan güvenini artırır. Bilgi renkliliktir, canlılıktır,
konuşmacıya kan pompalar. Konuştuğunuz konuyla ilgili hitabete başladınız andan
itibaren bilgi, düşünce ufkunuzun tepesinde bir güneş gibi doğar. Ancak
düşünce, tefekkür ve ruh dünyasıyla bilgiyi iyi harmanlayabilmek gerekir. Bilgi
içerisinden bilgi çıkarmak metedolojik bir yaklaşımla olacağı için küçük notlar
almayı unutmayınız. Malını en iyi satabilecek olan esnaf, malı hakkında en çok
bilgisi olan esnaftır.
2)
Bir konuyla ilgili konuşma hazırlığı içerisindeyken
beyin ve benlik otomatikman o konu üzerinde çalışmaya başlar. Konu üzeride
düşünüldüğünde, o konuya ait gerçekler negatif ve pozitif yönleriyle birer
birer ortaya çıkar. Öyleyse sahip olunan tecrübeler eşliğinde düşünce ve
bilgiler arasında koordine kurmalısınız.
3)
Planlı olmaya önem verin. Eşgüdümsel bir çalışma
olmadan cesaret de toplanamaz. Dağınıklık, kafa karışıklığına yol açar. Böyle
bir durumun sonunda da başarısızlık kaçınılmazdır. Kağıt üzerinde projesi
çizilmeyen hiç bir bina yoktur; konuşma sanatı da bir projedir, plan ister. Dar
çerçevelere sıkıştırılmış sığ ve yapısal yaklaşımlardan bahsetmiyoruz. Gereken
tek şey, uygulanması gereken birkaç kuralı, yuvarlanıp bir araya gelerek bütün
teşkil eden deve dikenleri gibi düşünmektir. Bu dikenler ayrı ayrı hareket
ederse yere basılacak zemin kalmaz, ama bir bütün şeklinde toparlanırsa bilakis
faydalı hale getirilebilir.
4)
Gerçek hatip düşünen, düşünen, düşünen ve sonra düşünmekten yorulduğunda ne düşünmüş
olduğunu düşünen insandır. Periyodik notlarınız olsun. Bunun içerisinde
öyküler, kısa fıkralar, önemli sözler yer alsın. Ama bu notların hiç birisi
geçici değildir; sizin demirbaşınızdır.
5)
New York Hürriyet Abidesi’nin açılış töreninin bir
nutukla yapılması kararlaştırılmıştı. Nutuk için Amerika’nın en ünlü hatibi
George Curtis düşünüldü. Hemen teklif götürüldü. Gelen cevap herkesi şoke etti.
Çünkü Curtis teklifi reddetmişti. Böylesi önemli bir teklif nasıl reddedilirdi?
Üstelik bu tören tarihi bir törendi.
Curtis, bu önemli tarihi teklifi
üç sebepten dolayı reddedişini şöyle anlatıyor:
“Nutuk için törenden ancak bir ay
önce haber verdiler. Ben ise üç ay mühlet verilmedikçe, önemli nutukları her
zaman reddederim. Evet, üç ay. Bir ay araştırmak ve dikkatli bir hazırlık için;
bir ay, hazırladıklarımı bir kenarda tutmak ve kafamın konu üzerinde, benim
zorlamama gerek kalmadan kendiliğinden durması için; ve son bir ay da, mükemmel
bir nutkun gerektirdiği ilaveler ve nihai hazırlık için.”
Konuşmaya Başlamadan
Önce İmdadınıza Yetişecek Uygulamalar
1)
Bedensel
Prova Yapınız: Bir aynanın karşısına geçip yüz ve mimik hareketleri
yapınız. Sesli bir şekilde konuşarak el, mimik ve konuşma hız ve tonunuzun
uyumunu seyrediniz. Konuşurkenki el hareketleri ağzınızdan çıkan cümlelerle
uyum içerisinde olmalıdır. Eğer bunu sağlarsanız konuşma konsantrasyonunuz daha
rahat olur.
2)
Zihinsel
Prova Yapınız: Mutluluk anılarınızı düşününüz. Bir çok insanın sizin
imkanlarınız içerisinde olmadığını kendi kendinize hatırlatınız. Çünkü onlarca
insana konuşma yapmak, unutmayınız ki ayrıcalıktır. Bu ayrıcalığı en iyi
şekilde kullanmaya çalışın. Güzel hayaller kurun. Romantik veya komedi
tarzındaki bir filmi anımsayın; duygusal bir müzik ritmini ve sözlerini
hatırlayın.
3)
Pozitif
Olunuz: “Buraya kadar geldim, bu seviyeye çıktım, demek ki ben başarılı bir
insanım. Çünkü bir sürü insana konuşma yapacağım, ben en iyisiyim.” gibi kendi
kendinize telkinlerde bulununuz. Kendinize göre iyi bir konu seçtiyseniz çok
iyi bir konuşma yapacağınıza inanınız. Olumsuzlukları asla aklınıza
getirmeyiniz. Çünkü olumluluk hâli içerisindeyseniz, inanınız ki konuşmalarınız
da öyle olacaktır.
4)
Konuşma
Yapacağınız Yere Herkesten Önce Geliniz: Herkes kalabalık olarak toplu bir vaziyette oturmuşken,
siz eğer bu manzarayı sonradan bir anda görürseniz platform ve salon sizi
negatif koşullandırır. Salonun bulunduğu yeri, giriş-çıkış kapısını, kürsüyü,
mikrofonu önceden görmeniz şartlı heyecanınızı en aza indirir. Salonun
büyüklüğünü görüp hangi ses tonunda konuşacağınıza da karar verirsiniz.
Konuşma Sırasında
Etekleri Zil Çalanlara…
- Konuşmaya nasıl başlarsanız öyle gidersiniz. Bu her iş için geçerli bir kuraldır. Şu halde yapacağınız ilk hareket tebessüm etmek olsun. Küçük bir espri ve nitelikli bir jestle kürsüye çıkmanız başlangıç için olumlu bir hava yaratacaktır. Derin nefes almayı unutmayın; ama bunu karşınızdakilere belli etmeyin.
- Kürsüde ayakta duruş pozisyonunuza dikkat edin. Sizin için en rahat duruş hangisiyse öyle cephe alın. Kendinizi donuklaştıracak en ufak bir ihtimale dahi fırsat tanımayın. Bunun yapmak tamamen sizin elinizde.
- Ağzınızın kuruluğuna yol açacak durumlara dikkat edin. Bu genellikle heyecandan olur. Ama kürsünün başına bir bardak su koydurtmayı unutmayın. Şunu hatırdan kesinlikle çıkarmayın: Konuşurken karşılaşabileceğiniz en büyük tuzak ağız kuruluğudur. Çünkü böyle bir durumda dudaklar oynamaz, dişler âdeta kilitlenir.
- Konuşmaya başladığınızda kürsü korkusu diye bir durumun varlığını aklınıza getirmeyin. Böyle bir durumu yaşamak istemiyorsanız konunuzla ilgili sizi kürsü başında farklı hareketlere sevk edecek el kol hareketleri yapınız ki dikkatiniz genişleşin. Kürsünün hemen yanı başında yazı tahtası varsa buraya konunu daha iyi açıklanması açısından katogorisel yazımlar veya çizimler yapabilirsiniz. Göreceksiniz ki böyle bir atraksiyon, dinleyicilerden size yöneltilen kabul edilmez negatif göndermeleri yok edecektir.
- Bir sonraki cümleyi unuttuğunuzda tekrardan kaçınmayın. Ama konuşmanızın gerisini unuttuğunuzu kesinlikle dinleyicilere hissettirmeyin. Hemen konuya yakın fıkra veya öykü anlatmaya başlayın.
- Konuşurken hızlı konuşmayın. Bu durum hem heyecana hem de yanlışlara yol açabilir. Yanlış bir kelime kullandığınızda veya diliniz sürçtüğünde özür dilemeyiniz; bu defa olumsuzluk noktasında daha çok dikkat çekersiniz. Konuşmanızı telaşsız şekilde sürdürün.
- Baktınız ki sesiniz hafif titrek bir şekilde heyecana çalıyor, gözlerinizi bilakis dinleyicilerden kaçırmayın, kalabalığın üzerine bakışlarınızı iyice dikin. Bu, kürsü otoriteri olmanızı sağlayacaktır.
- Terlemeniz durumunda hiç panik yapmadan cebinizde taşıdığınız mendilinizi çıkarınız ve ağır ağır yüzünüzü siliniz; bunu, anormal bir durummuş gibi görmeyiniz. Fakat sakın kağıt mendil kullanmayınız. Teri gidermeyeceği gibi, kağıt parçalanıp yüzünüze yapışabilir.
- El ve ayaklarınızın titrediğini hissediyorsanız sağınıza ve solunuza dönerek profildeki dinleyicilere el hareketleri kullanarak konuşma tarzını seçin. Yani kürsü başında hareketli olun, durağan olmayın. Gerçi şunu hatırlatmakta fayda var; el ve ayağınızın titrediğini ancak siz hissediyorsunuzdur, bunu seyircilerin fark edeceğini sanmayın.
- Heyecanı ve hızlı kalp atışını dindirmenin güzel yollarından birisi duygusal bir havaya girmektir. Dinleyicilerin vicdan ve merhamet duygularını harekete geçirici bir öykü, kısa bir anektod ortama samimi ve doğal bir hava katar. Konuşmanızın konusu ne olursa olsun mutlaka duygusal moda giriniz. O zaman daha rahat konuştuğunuzu göreceksiniz.
- Öksürme ve aksırma ihtiyacı çok doğal bir haldir. Yalnız mikrofonla konuşuyorsanız bunu yaparken dikkatli olmakta fayda var.
Kaynak: Ö. Faruk Reca
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder