Dağları
oynatabileceklerine inananlar bunu yaparlar.
İnanmayanlar bunu
yapamazlar.
İnanç, insanın yapma
gücünü harekete geçirir.
D. J. Schawartz
İnançlar eylemlerimiz sonucunda oluşturduğumuz temsil sistemleridir.
Sahip olduğumuz her inanç belli bir davranışımızı temsil eder. Bizler
hayatımızı inançlarımız doğrultusunda yaşarız. Arkadaşlarımızı, çevremizdeki insanları, farkında
olmadan inançlarımıza uygunluğu açısından seçeriz. Sahip olduğumuz her inanç da
bizim eylemlerimizi belirler. Her eylemimiz sahip olduğumuz bir inanca bağlıdır
ve hatta kendi inancımıza uymayan bir tavır sergilediğimizde de suçluluk duyarız.
Hepimiz hayatımız boyunca hem iyi hem de kötü inançlar oluştururuz.
Kötü inançlarımız bizim potansiyelimizi kısıtlar. Yapabileceklerimize sınırlar
getirir. Bizler bir ömür boyu bu kötü inançların farkına bile varamayabiliriz. Aynı döngünün içinde
sürdürebiliriz yaşamımızı. Şunu yapamıyorum, ben böyleyim, ben şunu sevmiyorum,
bunu başaramıyorum tarzındaki cümlelerin temelinde oluşturduğumuz negatif inançlar
vardır. Bu inançları kendimize rehber edindiğimizden her eylemde kocaman bir
duvar olarak karşımızda bizi bekliyor olurlar.
Akvaryumdaki balık, inancını hatalı olarak algıladığı gerçekler
üzerine kurar. Aynısı, çoğu zaman insanlar için de geçerlidir.
Aynı davranış biçimi, sirklerdeki filler üzerinde de gözlemlenmiştir.
Bir sirkte çıkan yangında fillerin kurtulamayıp ölmeleri sonucunda yapılan
araştırmada, kendilerini yerdeki kazıklara bağlayan kısacık ipleri koparmayı
başaramadıkları ortaya çıkmıştır; çünkü yetiştiricileri yavru filleri
doğduklarından hemen sonra sağlam iplerle kocaman kazıklara bağlayarak, kaçmalarına engel olmak istemişlerdir.
Geçen zaman içinde onlar da o ipleri koparmanın imkânsız
olduğuna inanmaya başlarlar. Burada oluşturdukları olumsuz inanç kurtulmalarına
engel olmuştur. Hâlbuki ipleri kırmak onlar için çocuk oyuncağıdır; ancak onlar bunu denememişlerdir
bile.
Hiçbir şey imkânsız değildir. Sadece biz öyle olduğuna inanırız.
Üniversite birincisi olmak da imkânsız değildir. Sadece siz öyle
inanabilirsiniz. Sınav hakkındaki kaygılarımızın çoğunun nedeni yanlış inançlar
oluşturmamızdır; kazanılmasının aşırı zor olduğu, onca kişinin çalışıp
yapamadığı vs. gibi…
Bunlara inanıp kendinizi ne kadar yıprattığınızı bir
düşünsenize. Bir de gerçekten yapılabileceğine inandığınızı düşünüp işe başlayın.
Aradaki farkı göreceksiniz...
Olumlu inançlar oluşturmak tamamıyla bizim elimizdedir.
Çocukluğumuzdan itibaren edinmeye başladığımız inançlarımızı
değiştirebiliriz. Bu şekilde ulaşmak istediğiniz tüm hedeflere ulaşabilirsiniz;
çünkü zihninizin anahtarlarını elinize geçirmiş olursunuz ve adeta zihninizle
oyun oynarsınız. Tabuları yıkmanın vakti gelmedi mi artık sizce de?
Başarmak için inanç şarttır. Hayatta hiçbir şey nedensiz değildir.
Her şeyin bir nedeni, bir kaynağı vardır ve tüm inançlarımız alışkanlıklarımız
sayesinde oluşur. Yarın güneşin doğacağına neden inanıyoruz? Hiç düşündünüz mü
böyle bir şeyi? Biraz düşünmeniz için yanıtı hemen söylemiyorum.
Tarihimize bir dönüp bakarsanız, Kurtuluş Savaşı'nda bunun
en güzel örneğinin sergilendiğini görürsünüz. Halkımız inandı, yeneceğine
inandı. Bu yoğun inanç herkesi sürekli zafer için teşvik etti, sonunda beklenen
sonuç geldi ve kazanıldı. İnanmasaydık o yoğun gücü içimizde hissetmezdik. Kazanmak
için gerekli koşulları sağlayamazdık.
Birçok bilge, inanmanın esrarını her fırsatta dile getirmiştir.
İnanmak için başarmak gerekmez; çünkü başarmak için inanılır. Tam tersini
yaptığınızda bu inanmaktan çıkar ve bir şart olur. Oysa inanç tüm benliğimizle başaracağımıza olan güvenimizdir.
Bu arada biraz önceki sorunun yanıtını verebilirim sanıyorum,
yanıt her gün doğduğu içindir. Her gün olması bizim inanmamız için yeterli bir
sebeptir. Yani bir alışkanlıktır.
İnandığınız zaman gerekli
tüm koşullar bir mıknatıs gibi sizi çekecektir. İnançlar sayesinde sinir
sisteminize emirler gönderildiğinden istediğiniz duruma ulaşmanız kolaylaşacaktır.
Şüpheden uzak kalmayı başarabileceksiniz. Bu çok önemlidir çünkü şüphe,
önündeki engelleri görür. İnanç ise en karanlık gecedeki aydınlığı görür.
Aradaki fark budur.
Hayatınızı gözden geçirdiğinizde şunu göreceksiniz: İnandıklarınızın
her zaman başınıza gelmiştir. Dolayısıyla neye inanırsanız, beyninize bununla
ilgili bir emir göndermiş olursunuz ve inandıklarınız gerçekleşir. Korkuyorsak
hatta korktuğumuz şey sadece bir sefer aklımızdan geçmiş bile olsa, o gelir
yine bizi bir şekilde bulur. Yani korktuklarımız başımıza gelir. O halde başarı
yolunda olumlu inançlar oluşturmak en iyisidir.
Kızılderililer geçmişte inanç gücüyle nelerin olabileceğini gösterdi.
Öleceklerine inandılar ve kendi kendilerine öldüler. Bu bir intihar girişimi
sayıldı. Onlar sadece çok yoğun bir şekilde odaklandılar ve bunu yapabileceklerine
inandılar. Denemenizi istemem ama iyi bir kanıt...
Hayatınızda bulunduğunuz yer, inançlarınızın eseridir. Gelecekte
ulaşacağınız noktaya sizi ulaştıracak olan da yine inançlarınızdır. Kendinizle
ilgili inançlarınızın farkına varın,
yaşamınızı biçimlendirin. Gerçekten inandığınızda evrenin sizinle
iş birliği yapacağını göreceksiniz. Gerçekten inanmaya başladığınızda şans da
sizden yana olacak, bunu da göreceksiniz. İnandığınız her şey mutlaka
gerçekleşir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder