Gönüllere seslenen, kalpleri yola getiren bir insan ararız
hepimiz. Böyle kişilerin az bulunduğundan şikayetçiyizdir. Bir gönül insanı olmaktansa, gönül insanını aramak daha kolay gelir. Kimi
zaman da bulmaktan ümidimizi keser, gönlümüzün çağrılarına, seslenişlerine
kulak vermemeyi tercih ederiz.
İşte gönül insanının 35 sırrı. Sayılamayacak kadar çok olan
sırlardan sadece 35’ini taşıdık buraya. Bir
gönül insanı bulamamaktan yakınıyorsanız belki de bu konuda iş size düşüyor.
İşiniz kolay değil; ama gönül kazanmaya değer…
Gönül insanı;
1.
Onun için hayatın her ayrıntısı keşfedilmeyi bekleyen bir hazine saklar
içinde.
2.
Hayatın ne şeker gibi tadına, ne de biber gibi acısına kanar.
3.
Elinden geleni yaptığı halde kendini çaresizliğe düşmüş hissederse sakinliğini
korur ve durumu zamana bırakır. Zaman onun için şifa yüklü bir ilaçtır.
4.
Aklını kullanmanın bir günde öğrenilemeyeceğini bilir. Yaşamını aklını en etkin
biçimde kullanmayı öğrenme serüveni olarak görür.
5.Geçen
her dakikanın kıymetini bilir. Boşa geçen yıllarından önce, dilediği gibi
değerlendiremediği dakikalar, hatta saniyeler için üzülür.
6.
Aklının her şeye eremeyeceğini kabul eder. İnsan zihninin uzanamadığı kuytu
köşelere sokulmak için ruhunu ve kalbini el feneri yapar kendine.
7.
Paylaşılarak yenen bir lokmanın bir başına yenen üç lokmadan daha doyurucu ve
tatlı olduğunu tecrübe etmiştir.
8.
Başkalarının hatalarını kollamak yerine, birçok doğrunun birçok eğriyi
doğrultacağını görür. Bu yüzden insanların olumlu yönlerine odaklanır.
9.
Sonuçlara varmak için acele etmez. Farklı olasılıkları da hesaba katarak herkes
için en doğru kararı vermeyi amaçlar.
10.Bir sözü söylemeden önce etraflıca düşünür. Bir kere
ağızdan çıkanın geriye dönmeyeceğini, dil yarasının kolay kolay kapanmadığını
bilir.
11.Onun için, gördüğü bir yanlış ve haksızlık karşısında
susmak duruma göz yummak anlamına gelir. Başkasının uğradığı bir adaletsizliğin
günün birinde kendi kapısını da çalabileceğini aklından çıkarmaz.
12.Sık sık vicdanını sorgular. Aklını kullanarak verdiği
kararların ya da söylediği sözlerin kalbini rahat bırakıp bırakmadığını kontrol
eder.
13.Bugünkü davranışlarının yarını şekillendireceğini
düşünür. Yani geleceğin aslında bugünde gizlendiğinin farkındadır. Bu nedenle
içinde bulunduğu anın güzelliklerini keşfedip sepetine atar.
14.Bir problemle karşılaştığı zaman çözüm yollarının
problemlerden daha fazla olduğunu bilir. Ağlanıp sızlanmak yerine hemen çözümün
peşine düşer.
15.Kendi doğrularının diğerleri için de doğru olması
gerektiğini düşünmez. Hayatta farklı doğrular olabileceğini, bu doğru yolların
günün birinde tek bir doğruda kesişebileceğini aklından çıkarmaz.
16. Doğrunun her yerde geçerli olduğunu ancak her doğrunun
her yerde söylenmeyeceğini bilir.
17.Kendisini samimi bir şekilde onun yerine koymadan asla
bir kişinin verdiği kararları yargılamaz, eleştirmez.
18. Ne yağmurda ıslanmaktan korkar, ne güneşin ışıklarından
köşe bucak kaçar. Yaşamın kimi zaman sırılsıklam edeceğini, bazen de
kavuracağını bilir.
19.Sık sık dönüp bakar kendi içine. Sözleri, davranışları,
öfkesini durduramadığı, çevresindekileri incittiği anlar hakkında kendine
sorular sorar.
20.İyiliği iyilik görmek için değil, ruhuna iyi geldiği,
onu tazelediği için yapar.
21. Dert ve kederin bir insandan diğerine konan bir kuş
gibi olduğunu bilir. Bugün gülenin yarın ağlaması hayatın en doğal gerçeğidir
onun için.
22. Ne mutlu olduğunda yere göre sığmayan bir sevince, ne
de üzgün olduğunda kapkara bir kedere bürünür. Neşeyi de sevinci de aynı
doğallıkla misafir eder hayatında.
23.Acele etmez. Telaşla atılan adımların bir süre sonra
kendisine çelme takacağını sezer.
24.Sabreder. Her şeyin bir vakti olduğunu bilir.
Sabretmenin sineye çekmek, eli kolu bağlı oturmak değil doğru zamanı beklemek
olduğunun farkındadır.
25. Bir görevin ya da ödevin ne zaman sonuçlandırması
gerektiğini öngörüsüyle kestirir. Kendisine verilen zamanı en etkin biçimde
kullanarak ne boşa vakit harcar, ne de iki ayağını bir pabuca sokar.
26.Ümit besler, onu hep canlı tutar. Ümitsiz alınan
nefesin verilmeye değmeyeceğini bilir.
27.Sakindir ve sakinleştirir. Sürprizlerin kapımızı aniden
çalacağını, yaşamın durgun bir deniz olmadığını öğrenmiştir. O ansızın çıkan
fırtınaya da, rengarenk gökkuşağına da hazırlıklıdır.
28. Darda kalanın halinden anlar. Kendi sıkıntı içinde bile
olsa yardım isteyene elini uzatmanın bir erdem olduğunu bilir.
29.Çıktığı kapıyı hiçbir zaman vurmaz. Bir gün geri dönmek
zorunda olacağının farkındadır.
30.Kendisine söyleneni, paylaşılan derdi can kulağıyla
dinler. Her anlatılandan alınacak bir ders, her derde sunulacak bir damla ilaç
vardır onda.
31. İnsanları değiştirmeye çalışmaz. Her insanın bir
bütünün farklı bir rengi, başka bir yüzü olduğuna inanır.
32.Ne hiç işitilemeyecek kadar yüksek sesle, ne de
herkesin kulak kesileceği bir fısıltıyla konuşur.
33.Eğriyi ve doğruyu tartan terazisi çok hassastır. Bu
ikisini birbirine karıştırmaz.
34. Kimsenin hayallerini yıkmaz. Gerek dışı olsalar bile…
Hayallerin ve gerçeklerin arasına keskin çizgiler çekmez.
35. Kötü şeyler görmekten, kötü sözler işitmekten, kötü
laflar etmekten sakınır. İyilik bulacağı ve iyilik sunacağı yerlerde bulunmaya
gayret eder.
Kaynak: Adem Suad
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder