İşte yine yazıyorum. Bugünlerde dikkatimi çeken konular oldu.
Çok basit gibi görünen aslında başlı başına birer sorun. Zincirin gücü en zayıf
halkasındadır diye bir söz söylemişti kimya hocamız, gerçekten de öyle. Hayatta başımıza gelenlerin
çoğu, zamanında önemsemeyip küçük gördüğümüz şeylerden geliyor...
Geçenlerde yine çözmem gereken sorular vardı. Onları bitirmek
istiyordum. Başladım çözmeye. İlk soruda takıldım. Takıldığımı fark edince
çözmem gereken sorular bir dağ kadar büyümüştü gözümün önünde. O duyguyu hepinizin bildiğini sanıyorum.
Sorular kafamda öylesine çok görünüyordu ki değil hepsini çözmeyi, o ilk soruyu
bile çözmeyi istemiyordum artık. Kafamda dünya kadar soru oluşmuştu. Ben daha
ilk soruda takılıyorsam ve çözüm için bu kadar zaman harcıyorsam kim bilir
diğer sorular nasıl olacaktı? Bu soru
inanılmaz derecede tüm enerjimi alıp götürüyordu. İsteksizlik başlamıştı. Uğraşıyordum,
tüm yolları denediğimi düşünüyordum. Öyleyse neden olmuyordu? Bu gibi sorular
üzerine takılıp duruyordum. Aynı olay özellikle sınavlarda oluyordu. Sınava
giriyorum. Örneğin tüm testte toplam 3 tane zor soru var. Onlar da ilk sorularsa,
tamam artık ben o sınavda kendimden ne bekleyebilirim ki? Tüm dikkatimi o
soruya vermişim. Sanki tek soru oymuş gibi. Diğer soruları da düşündükçe her
şey daha da karmaşık hale geliyor. Yani hepsi zincirleme olarak birbirini takip
ediyor. Yapamadığım soruların ortalara denk geldiği tabi ki de oluyor. O zaman
verdiği hasar diğeri kadar olmasa da onca emeğin boşa gitmesine neden oluyor.
Daha ne olabilir ki? Ben emek harcıyorum ve o sınavı önemsiyorum ve bana verdiği
sonuç çalışmamın belki de sadece % 25'i kadar.
Sinirlenmemek elde değil. Diğer bir problem de evde rahatlıkla
yapabildiğim soruları sınavda yapamamam! Bildiğimden adım gibi emin olduğum
soruları sınav ânında kaçırmam ve bir sürü puan kaybetmem… Özellikle emeğin
boşa gitmesi insanı çok yıpratıyor ve çok kolay pes etmesine neden oluyor.
Burada sanki bir sorun daha gözüme çarptı: Yapacağım işe iyi motive olamıyorum.
Bu motivasyon eksikliğinden kaynaklanan binlerce problem... Ne yapıp edip
çözülmeli bu iş diyorum da hangi yola?
"Bu durum özellikle maçlarda çok fazla dikkatimi çekiyor.
Çünkü maçlar tam bir motivasyon işi. Bu durumu bizim sınıfın erkeklerinin
futbol maçından takip ettim diyebilirim. Onlar en güçlü zannettikleri takımları
bile kolaylıkla yenmişlerdi; çünkü çok iyi motive olmuşlardı ve sadece yenmeye
odaklıydılar, yenilmeye değil. O maça yenmek için çıktıklarının fazlasıyla
farkındaydılar. Bu da onlara büyük bir avantaj sağlıyordu ve işlerini
kolaylaştırıyordu. Öylelikle kendilerinden hiç beklemedikleri yerlere kadar
yükselmeyi başardılar. Ne mutlu onlara... "
Şöyle bir söz okumuştum bir kitapta: “Ligde hiçbir maç takımlar
arasında oynanmaz. Formalar arası maçlar yapılır hep. Lider takımın oyuncuları
formalarına güvenirler, diğer takımlar formalarına güvenmezler ve maç dediğin,
bu iki psikolojinin sahadaki amansız çarpışmasıdır.”
Bu sözle anlatmak istediğim çok daha iyi anlaşılmıştır umarım.
Düşünüldüğünde işler gerçekten böyle oluyor her alanda. En ufak bir motivasyon
eksikliği bile yıkıp geçebilir dünyanın en güçlü takımını. Maç bu, forma morma dinlemez, psikolojiye
bakar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder