Sorunlarımız bize yaşam gücü verir. Bunları sorun olmaktan
çıkarıp bunlara hedefimiz yolundaki basamaklar olarak baktığımızda, bakış
açımızı fırsat çerçevesine göre ayarladığımızda… Bir sorunla karşılaştığımızda,
bunu kendim için nasıl kullanabilirim sorusunu sormak çok iyidir. Bu durumun
birçok örneğiyle karşı karşıya kalıyoruz. İşte bunlardan biri:
Bir tanıtım kampanyasının müşteriler tarafından yanlış algılanması
sonucunda ortaya "poşet çay" sorunu çıkmıştı..
New Yorklu çay ve kahve tüccarı Thomas Sullivan 1904 yılında
ithal ettiği çayları restoranlara daha iyi tanıtabilmek için onları küçük ipek
kumaşlar içerisinde poşetleyerek müşterilerine numune olarak gönderir. İpek
kumaş içerisinde göndermesinin nedeni kendi çay markasına müşterilerinin ilgilerini
çekmektir. Bu isteğine ulaşır. Ancak, başka şekilde. Restoranlar Sullivan'ın
amacını kestirememiş, hatta bazıları bunun ipek bir kumaş olduğunu bile
anlamamış ve poşetleri direkt olarak çaydanlığın içerisine koymuşlardır. Artık
çaydanlık temizlemekle fazla uğraşmaları gerekmediğini gördüklerinden de
poşetli çay hoşlarına gitmiştir. Bunun üzerine restoranlardan Sullivan'a
sipariş yağar. İpekli kumaş pahalı olduğundan Sullivan yeni siparişlerde artık
tül kullanır. Böylelikle ilk poşet çaylar doğmuş olur. Daha sonraları İngiliz Tetley firması bu
uygulamayı daha ticari bir ürün haline getirmiş ve 1953'den itibaren bugün
kullandığımız anlamda poşet çaylara benzer çayları pazarlamaya başlamıştır.
Thomas Sullivan böyle bir sorunla karşılaşmış ve bu sorunu
kendi hedefi doğrultusunda çok iyi kullanmıştır. Adeta bir fırsata çevirmiştir.
Başka bir örnek daha:
Patates cipsi de bir yanlışlık, hatta kızgınlık sonucu
ortaya çıkmıştır. Bir Kızılderili olan Crum Saratoga Sprins, New York eyaletinde
pahalı bir lokantanın aşçısıdır. Crum aşçı
olmakla beraber bir kabilenin de reisidir. Reislerin ve aşçıların ise kaprisleri
meşhurdur. 1853 yılında Kızılderili bölgesinin göbeğinde bulunan lokantaya bir
müşteri gelir. Gelen adam Paris'ten yeni dönmüş bir Amerikalı'dır ve Paris'te
iken bu adam Amerika'nın patates kızartmasından daha ince kesilmiş Fransız
usulü patates kızartmasını çok beğeniyordur. Lokantada
kalın kesilmiş patates kızartması ikram edildiğinde tabağı
olduğu gibi mutfağa geri yollar ve yenisini ister. Aşçı müşterinin istediğini
yapar fakat bu da onun istediği gibi ince olmadığından onu da geriye yollar ve
patateslerin çok kalın olduğundan şikayet eder. Çok sinirlenen aşçı Crum bu
sefer bıçağını iyice bileyip keskinleştirdikten sonra içinden müşteriyi öldürmeyi geçirerek içeri gider. Fakat onun yerine önündeki patatesleri
öyle bir hırsla keser ki patatesler incecik zar gibiolur. O sinirle onları bir
de kızgın yağın içine atıp bol tuz ekerek
müşterinin önüne koyar.. Müşteri ise önüne konan bu patatesleri tadınca
istediğinden daha iyi olduğunu görür ve çok beğenir. Diğer müşteriler de bu
patatesten çok hoşlanırlar. Kısa zamanda Crum'un patatesi dünyaca ün kazanır ve
adına cips denir. Yirminci yüzyıla gelindiğinde birçok şekle giren cips
biberliden tutun da kibrit çöpü şekline kadar farklı türlere gelmiş ve senelerce evlerde yapılan cips daha sonraları
fabrikalarda yapılmaya başlanmış.
İşte sorun olarak nitelendirdiğimiz birçok şey karşımıza mucize
olarak geri çıkabiliyor. Yeter ki biz buna inanalım ve onları sorun olmaktan
çıkarıp işimize yarar hale getirelim. Sorunlar hayatın bir parçasıysa biz de
onları kabul edip çok güzel fırsatlara çevirebiliriz. Birçok sebepten dolayı
kötü gittiğini, bize problem çıkardığını düşündüğümüz her şeyi, biz de poşet çay ve cips örneklerinde olduğu gibi bir anda mucizelere
dönüştürebiliriz. Sınavlardan kötü notlar aldığımızda ya da deneme sonuçlarımız
beklediğimizden düşük geldiğinde bunların bizi daha da motive etmesini sağlayabilir ve olağanüstü
sonuçlar elde edebiliriz. Sorun olarak görünen her şeyin arkasında unutmayın ki
mutlaka sizin için özel gizlenmiş hediye paketleri bulunmaktadır. Bunları açmayı ihmal etmeyin.
Böylece şikâyet etmekten kurtulursunuz. Sadece güzel fırsatların olduğu bir
hayat, kulağa hoş geldiği kadar emin olun, yaşayınca da çok hoş. Siz de bunu yapabilirsiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder