İşte “Güzel
Bak!” mesajının püf noktası. Hepimiz mutlu ve coşkulu olmak isteriz. Acaba
bunun için neler yapıyoruz? Hayatın, çağlayandan dökülen bir su gibi akıp
geçtiğini biliyor muyuz?
Hayatınızda küçük iyilikler yapın. Hayır! İllaki maddi değil. Aradan uzun zaman geçirmeden arkadaşlarınızı ziyaret ediniz. Onlara sevgi, sağlık ve mutluluk mesajları geçiniz. Bir arkadaşınızı elinizde bir kilo tatlıyla ziyaret ediniz. Böylece düşünceleriniz şükran duymaya yönelecektir. Sevgi ve minnet duygunuz açığa çıkacaktır.
Dikkatinizi
sadece iyi ve hayırlı işlere yöneltin. Eğer siz birine tatlı bir jest, bir
iyilik yaparsanız o insana güç ve enerji
vermiş olursunuz. Bu, şu manaya gelir: O insan çevresine olan güvenini
kaybetmişse veya kaybetmek üzereyse sizin bu jestinizle duygulanır ve minnet
duyar. Böylece o da etrafındakilere iyi olur.
Herbert hayatı
yorumlarken şu güzel ifadelerde bulunmuş:
“Yirmi yaşında dürüst, otuz yaşında güçlü,
vicdanlı, kırk yaşında zengin, elli yaşında akıllı olmayan insan hiçbir zaman
dürüst, vicdanlı, zengin ve akıllı olamaz.”
Zamanında güzel
işler yapma imkanı elimizdeyken, önce bakış çerçevemizi düzelterek iyiye
soyluluğa ve yardımseverliliğe yönelelim. Ünlü filozofun biri boşa geçmiş
hayatın farklı tarifini yapmış:
“Bir zenginin mezar taşında şunlar
yazılıydı: Toplamayı yapar, çarpmayı bilirdi. Fakat çıkarmayı bilmezdi.
Öldükten sonra mirasçıları bölmeyi öğrendiler.”
Demek ki
zenginlik sadece toplamak ve artırmak değildir. Zenginlik aynı zamanda hayır
yolunda harcamaktır da “Gerçek zengin,
eli açık olan insandır. Eli açık olmayanın, fakirden farkı yoktur.” Diyor
ünlü bilge Sokrates. O halde hayat hala bizimle beraberken zenginliğe ve paraya
olan bakış açımızı da düzeltmemiz gerekiyor.
Lilay Koradan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder