Nelere Şükretmeliyiz?



Evet, mutlaka hatırlayın. Çoğumuz bunu ihmal ederiz. Olanları unutur, olmayanlar için dövünürüz. Sonra bu olmayanları da elde ettiğimizde yine bir başka “bizde olmayanlar” için hesapsızca didinir dururuz. Bu arada güzel hayatımızı unutuveririz.


Bazı geceler loş ortamda oturup tefekkür etmeniz, size unuttuğunuz çok şeyi hatırlatacaktır. Unutulup da hatırlanması gereken en önemli şey şükürdür. Gündüz aydınlıktır. Fakat unutturur; gece karanlıktır fakat hatırlattırır. Gündüzün hareketli, cafcaflı yaşamında içinde bulunduğunuz imkanların farkında olmadan, arenada serbest kalmış azgın boğa gibi sağa sola hesapsızca koşturur durursunuz. Kendinizi adeta çöldeki aldatılmış serap gibi karşınıza sunulmuş karma karışık plan ve programları uygulamakla zorunlu hissedersiniz. Bu yapı içerisinde hayatın kendisini özümseme fırsatı bulamasınız. Günleriniz böyle karmakarışıklık içerisinde geçer. Böyle bir kalabalık ve karmaşa içerisinde sığınacağınız tek liman gece limanıdır. Bu liman durgun ve sakindir. Bu limanda elde ne varsa onunla da mutlu olunabileceği gösterilir.

Bahsettiğimiz limanda mutluluk illaki Kanarya adalarında aranmaz. Zira Kanarya Adalarına da gidilse benliğin, daha başka yerler isteyeceği malumdur. Bunun için bulunduğu çevrede gidebileceği mutluluk yerleri arar. İşte gece size bütün bunları hatırlatır.

Bulunduğu yerde mutlu olmasını bilmeyen biri inanıyorum ki kanarya Adalarında da mutlu olamayacaktır. Oysa mutluluk, görmesini bilen güzel görmesini bilen için hemen o an o yerdedir.

Tabi ki güzel bir yaşam insanoğlunun en doğru isteğidir. Fakat güzel yaşam nedir? Veya güzel yaşam denilince ne anlıyoruz? Buna imkanımız var da  biz mi farkına varamıyoruz. Ve durmadan “güzel yaşam neredesin? Diye sızlanıp duruyoruz; şükretmemiz gereken şeyleri hatırlamıyoruz.

Şükretmemizin önündeki en büyük engellerden biri hiçbir şeyi beğenmemek ve karamsarlıktır. Karamsar, hiçbir şeyi beğenmeyen ve her şeye olumsuz bakan bir adam yarış için hazırlanmış bir atın “Bu at kesinlikle koşamaz” demiş. Atın iyi koştuğunu görenler adama dönüp, ne diyeceğini merak etmişler.
Adam, “çok iyi hızlı koşuyor ama bu atı durduramazlar” demiş.

Öğrencilik yıllarındaydım. Bir arkadaşım vardı, hayata kötümser bakardı. Bir gün okulun bahçesinde geziniyoruz, Aylardan mart ama dışarıda yaz güneşi gibi güneş var. Arkadaşıma, “Ne kadar güzel güneş değil mi?” diye mırıldandım. Onun cevabı, “Öyle ama rüzgar var!” oldu. Mutsuz insanlar gülden önce dikeni görürler, mutlu insanlar ise dikenden önce gülü görürler. Siz dikenden önce gülü görmeye çalışın ki şükredip, mutlu olmasını bilesiniz.



Lilay Koradan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder