Eğer yaşam
felsefeniz, sahip olduklarınız değil de sürekli ömrünüzün sonuna kadar sahip
olacaklarınızsa söylenecek bir şey yok. Fakat, eğer yaşam felsefeniz gelecekte
sahip olacaklarınızla daha mutlu olmaksa, unutmayın ki mutluluğu çok uzaklarda
arıyorsunuz; hayat, sizin keyfinizi bekleyecek kadar yaşamınızı uzatma kıyağı
yapmaz. Çünkü hayatınız her geçen gün tükeniyor.”
“Sahip
olduklarınız değil de, sürekli ömrünüzün sonuna kadar sahip olacaklarınızsa
söylenecek bir şey yok” demiştim. Çünkü bu, ikincisinden çok daha vahim.” Daha
fazlası daha iyidir” şeklindeki bir yaklaşım mutlu ve huzurlu yaşamın önüne
gerilmiş çelik halattan bir bariyerdir. Mutluluğun
“Daha”sı olmaz. Öyleyse size verileceklere bakmayın, önce size verilmişlerin
kıymetini bilin.
Planlarınız
olacaktır, bunları gerçekleştirmek isteyeceksinizdir, bu doğal. Ama unutmayın
ki öldükten sonra da geride bir yığın yapacaklarınız kalacaktır. İnsan yapacaklarını asla bitiremez; bunu
insanlık tarihinde hiçbir kişi gerçekleştirememiştir. Öyleyse yaşamımız
denge üzerine olmalıdır; ne ifrat noktasında geçmiş acılar ne de tefrit
noktasında gelecek pembe hayaller… Sadece yapılması gereken, makul ve
uygulanabilir işlerimiz vardır, bizi bizden koparmayan işlerimiz. Gelecekte
sahip olmak istediğiniz şeyler için çırpınıp durmanız, hayatın güzelliklerini
görmenizi engeller, çünkü buna hiç vaktiniz olmaz. Kendinize bir iyilik yapın, yaşamınızdaki her şeyi tadında bırakın.
Etrafınıza bir
bakın; neleri, kimleri ihmal ettiğinizi düşünün. Buna gerçekten ihtiyacınız
olacak. Bir anne, ölümcül hastalığa yakalanan kızına şöyle haykırıyor: “Allah’a hamd edip, bize yalnızca bir gün
daha vermesi için yalvaracağım.”
Lilay Koradan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder